Go’yu
duydunuz ve merak ettiniz. Başlamak ve öğrenmek istediniz. Evinize güzel bir
set de aldınız. Karne hediyesi heyecanıyla evde açtınız. Taşları şöyle bir
yokladınız, tahtanın altına üstüne baktınız, sağlam mı diye tık tık vurdunuz.
Her şey tamam. Şimdi öğrenelim şunun
kurallarını ve başlayalım oynamaya.
Kitapçık
elinizde, önce “nefes”i öğrendiniz, pek karmaşık görünmüyor. Sonra sıra yavaş
yavaş göze ve ölü gruplara geldi. Gözler “bir”den “iki”ye çıktı. Anlaması
zorlaştı. Ama pek de kafaya takmadan oynamaya başladınız, bir şekilde kıvrak
zekanızla çözebilirsiniz tabi… Ama olmuyor işte ya da daha kötüsü siz olduğunu
zannediyorsunuz ama olan şey Go değil, kendi kendinize icat edip
geliştirdiğiniz bir oyun. Bu hikayeyi çok duyduk. Olanlara üzüldük. Ve bunun önüne
geçmek, evlerdeki atıl Go setlerini hayata döndürmek için yeni başlayanlara yol
haritası çizmeye karar verdik.
Egonuzla
helalleşin
Go oyununda
şans yok, dolayısıyla acemi şansı da yok. Bu sebeple hata yapa yapa, düşe kalka
öğreniyorsunuz. Ama ne yazık ki biz yetişkinler için bunu sindirmesi kolay
değil. Daha ilk kez oturduğumuz oyun tahtasında dahi rakibimizi afallatmak,
gücümüzü göstermek istiyoruz. Eh pek tabi beklentiler büyük olunca hayal
kırıklığı da büyük oluyor, ayaklar geri geri gitmeye, kendimizi kolayca tatmin
edebileceğimiz başka uğraşlar aramaya başlıyoruz.
Go
öğrenirken size engel olacak en büyük dert “ego sorunu”dur.
Bu sebeple
Go oynamak istiyorsunuz Kural 1: Egonuzu kapıda bırakın. Yenilmekten
korkmayın. Hatalarınız sizi geliştirecektir. Hatta Go’da başlangıç seviyesinde
yenilmek öğrenmek için o kadar önemli ve öğreticidir ki “İlk 50 oyununuzu
olabildiğince çabuk kaybedin” denir. Yakın dostum Adem Kayatepe’nin deyişiyle
böylelikle: Önce olmayı, sonra yaşamayı, sonra da öldürmeyi öğreneceksiniz.
Go için
sıkça söylenen başka bir söz daha var. “Öğrenmek için birkaç dakika, ustalaşmak
için bir ömür…” Asla inanmayın, karşınıza çıkarsa üstünü çizin. Teorik olarak
Go’nun kuralları çok basittir. Anlatması 5 dakikaya sığdırılabilir. Ancak
sadece teorik olarak. Çünkü Go bildiğimiz oyunlardan farklı, ezberlerimize ters
düşen bir oyun. Bir ya da iki günde değil süreç içerisinde öğrenilir.
Oyunun nasıl
bitirildiğini, alanların ve ölü grupların nasıl tespit edildiğini kavramak
biraz zaman ister. Ama sadece biraz zaman ve deneyim ister, hepsi bu. Her gün
saatlerce çalışmanız gerekmez, ortalamanın üstünde bir yetenek de gerektirmez.
Herkes Go öğrenebilir, herkes bir Go oyunu nasıl bitirilir anlayabilir. Bu
sürece ideal olarak küçük tahtada(9×9) başlarsınız, genellikle birkaç ay
içerisinde orta boy tahtaya(13×13) geçersiniz ve nihayet orijinal Go
tahtasına(19×19) taşınırsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder