Aldığım ilk satış eğitimini
hatırlıyorum. Ürün ve firma odaklı satış stratejilerinin kullanıldığı, belki de
satışçılığın en cahil dönemindeydik. Bize anlatılan şey; "ürünü ve firmayı
tanıtmak" idi. Bununla zaman kaybetmiş son nesil, hatta son kişi olmayı
dileyerek sizlere satışta aydınlık dönemi anlatmak istedim.
Tanışmak, firmayı anlatmak,
ürünün teknik özelliklerini anlatmak, soruları cevaplamak ve fiyatı konuşmak.
İşte formülümüz buydu. Ama çok şanslıydık ki o dönemin bu döneme göre büyük bir
rahatlığı vardı, rekabet neredeyse en az seviyedeydi. Müşterinin ayağına giden
herkes kazanıyordu. Sonraları internet, e-ticaret, rekabetin tavan yapması,
bilgiye erişimin kolaylaşması oyunu kökten değiştirdi.
Kısacası eskiden insanlara
"ne" sorusunun cevabını vermek yetiyordu. Şimdi ise en önemli soru
"neden".
Neden bu ürünü almalıyım? Neden
bu ürün bana göre olsun? Neden senden alayım? Neden bu fiyata alayım? Neden
sana güveneyim? Neden, neden, neden. Peki niçin "neden" diye
soruyorlar?
"Ne" sorusu firma ve
ürün odaklı bir cevaba yönlenir. "Neden" sorusu ise
"müşteri" odaklıdır. Potansiyel alıcı "neden" sorusunu
sorarak, çözümün ona uygun/ona özel/ona odaklı olup olmadığını anlamaya
çalışır. Müşteri odaklı pazarlama stratejileri müşteriye ürünü gösterdikleri
andan itibaren neden sorusuna cevap vermeye çalışırlar. Birer örnek verelim: https://www.personelegitimleri.com/post/ne-den-neden-e
- Dünyanın en güçlü, en iyi
süpürgesini ayağınıza getirdik, üstelik %50 indirimle. (Ürün odaklı)
- Çocuğunuz uyurken onu
uyandırmayacak kadar sessiz, onun sağlığını koruyacak kadar güçlü süpürge tam
size göre. (müşteri odaklı)
İşte pazarlamadan başlayan bu
süreç, satış kanalında ne kadar etkili şekilde kullanılırsa o kadar satışa ve
kazanca dönüşecektir. Zig Ziglar'ın sözüyle bitirelim:
<< Ürünün "ne"
olduğunu değil, "neye yaradığını" satarsınız.>>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder